E-ticaret Meta reklamlarına ayda 30.000+ $ harcıyorum. İstikrarlı satış getiren sistemimi Kopyala (2025)👇
- Burak Gokcek
- 10 Eki
- 3 dakikada okunur

Son bir kaç yıldır çoğunlukla e-ticaret alanında meta reklamları aracılığıyla kârlı ve istikrarlı satışlara ulaşmalarını sağladığımız ve büyüttüğümüz markalarda kullandığımız çok basit bir sistem var. Eğer “reklam paneli” hileleri arayışında iseniz, burada okuyacaklarınız sizi şaşkınlığa uğratabilir.
Reklam paneline günde en fazla 5-10 dakika harcıyoruz.
O da reklamları yüklemeye ve bütçeyi ayarlamaya gidiyor. Neden?
Geniş hedefleme + iyi kreatif = satan reklamlar.
Reklam panelinde “ilgi alanları”, “özel hedef kitleler”, “benzer hedef kitleler” gibi tuzaklara düşmüyoruz.
Çünkü, 7/24 çalışan ve milyarlarca datayla beslenen yapay zekaya güvenimiz sonsuz. Ve en iyi sonuçlarımızı algoritmayı rahat bıraktığımızda yakalıyoruz.
Peki hedeflemeyi nasıl yapıyoruz?
Kreatifimizle.
Gelin bütün sistemi adım adım anlatayım.
1. Aşama: Ürün analizi.
Çoğu insan ürününün ne olduğunu bildiğini sanır. Ama gerçekte düşündüğü şey: ürünün fiziksel
özellikleridir, formu, şekli, malzemesi vs. Oysa pazarı ilgilendiren şey bu değil.
Hedef kitlemizi ilgilendiren şey: ürünün ne yaptığıdır. (Performansı)
Yani: “Bu ürün, benim için hangi problemi çözüyor? Hangi arzuma dokunuyor? Benim kime
dönüşmemi sağlıyor?...” Burası önemli. Çünkü reklamda satış, ürünün ne yaptığı üzerinden
kurulur. İnsanlar bir çelik kutu, bir krem şişesi ya da bir PDF satın almaz. İnsanlar bu ürünlerin
yarattığı değişimi satın alır.
Yani:
● Kolaylık,
● Zaman tasarrufu,
● Güven,
● Konfor,
● Görünürlük,
● Statü,
● Yalnız hissetmeme…
● Belki bir probleminin çözümü…
Liste uzar gider...
İlk önce şuna cevap veririz:
“Bu ürünün ne sağlıyor?”
2. Aşama: Hedef kitle analizi.
“Kime reklam veriyorsun?”
Cevabımız: 25-40 yaş arasındaki kadınlar değil. (VE LÜTFEN, BENİM ÜRÜNÜM HERKESE HİTAP EDİYOR HİÇ DEĞİL.)
Reklam yazarken karşındaki kişinin nerede durduğunu bilmezsen… En güçlü vaadin bile boşa
gider. Ya fazla karmaşık gelir, ya da çoktan geçtiği bir aşamada boğulur.
Burada şu sorular önemli:
1. Bu kişi, senin çözdüğün problemi ve senin çözümünü ne kadar biliyor?
2. Bu pazarda senin gibi kaç kişi daha konuştu, ve insanlar ne kadarını duydu?
Bu iki sorunun cevabı, sana hem dili hem de stratejiyi verir. Bunu okuduğumuz yorumlardan kitlemiz hakkında Psikolojik, duygusal, mantıksal bütün detaylarını yakalayıp bir persona çıkartırız.
3. Aşama: Rekabet analizi
Rekabet deyince bir çok kişi genelde sadece doğrudan aynı ürünü satan kişilerle rekabette olduğumuzu sanar. Ancak bunun bir üst katmanı daha var. Dolaylı rakipler.
Kullanıcıların aynı ya da benzer çıktıyı almalarını sağlayacak, diğer ürünler.
Basitçe: Bu pazara sattığımız ürünün kaç tane benzeri daha sunuldu?
Yani:
● Bu arzuya, bu ihtiyaca daha önce kimler hitap etti?
● Ne söylediler?
● Ne vaat ettiler?
● Müşteri buna artık nasıl tepki veriyor?
Her yeni ürün, bu sorulara farklı bir bağlamda yakalanır. Bazısı bozulmamış, taze bir pazara
düşer; bazısı, artık hiçbir şeyin etkili olmadığı, bıkkın bir pazarda nefes almaya çalışır.
Bu rekabetten nasıl sıyrılabileceğimizin stratejisini belirleriz.
4. Aşama: Kreatif üretimi
Geldik artık şu ana kadar öğrendiklerimizle satış getiren reklamları yazmaya. İyi bir reklam, güçlü bir başlıkla başlar. Yani günümüzdeki “hook” - kanca dediğimiz kavram. Ve ikna edici hamlelerle devam eder. Bunu yapmanın sonsuz yolu var. Ama ben size etkili bir formül vereyim:
Bugüne kadar reklamlarda en çok işe yarayan hook’ların ortak üç özelliği var:
1. Doğru kişiye seslenmeli.
2. Net bir fayda ima etmeli.
3. Güçlü bir merak uyandırmalı.
Sonrasında Hook’uma ya da test etmek istediğim hipotezime göre bir format seçerim,
Görsel ya da video.
Ürüne, hedef kitleme, konuştuğum kişiye göre uzunluğu, temposu değişir.
5. Aşama: Ölçekleme
Dominant mesajı bulduktan sonra bütçeyi kârlı bir şekilde hedeflerimize uygun bir biçimde ölçeklemeye başlarız.
Daha fazla kazanan mesaj, daha geniş kitlesel arzu, ve daha geniş kitleler bize ölçeklemenin anahtarını verir.
Limitleri zorlar, bu esnada düzenli reklam üretimine devam ederek yeni bir kazanan kreatif aramaya devam ederiz.
6. Aşama: Dönüşüm Oranı Optimizasyonu
Yükün tamamını reklama yüklemek yerine, satış elemanımız olan websitemizi düzenli olarak optimize ederek daha yüksek dönüşüm oranı hedefleriz.
Reklamla uyumlu landing pageler, kullanıcı dostu arayüzler, güven unsurları, UX temelli akış ve basit ödeme sayfalarıyla, harcamamız karşılığında websitemize soktuğumuz kişilerden daha yüksek yüzdeleri satışa çevirmeyi hedefleriz.
7. Aşama: Upsell & Crosssell
Bir müşteriyi alışveriş yapması ikna etmeye reklamlarla para harcadığımıza göre, harcamamızın karşılığında müşterinin cebinden ne kadar yüksek meblağ çıkartabilirsek, o kadar kârlı ve ölçeklenebilir hâle geliriz.
Bir çok kişinin eksik kaldığı nokta burası. Bir müşteriye satış yaptıktan sonra tekrarlayan satışlar yapmak markayı büyüten noktalardan birisidir. Tekrardan reklam harcaması yapmadan, tekrar eden müşterilere dönüştürerek markayı büyütürüz.
Reklamcılığın özü hâlâ aynı: insan davranışını anlamak.
Panel değişir, algoritma değişir, format değişir… ama arzu değişmez.
Bizim sistemin sırrı bu kadar basit.
Ürünü doğru çöz, kiminle konuştuğunu bil, rekabeti tanı,
Reklamını insana göre üret.
Daha sonra görüşürüz,
Burak.



Yorumlar